Tüketici kimdir  ?

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesi 1.fıkrası k bendinde tüketici ;

k) Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi tanımlamaktadır.

Tüketici hakları nelerdir ? 

6502 sayılı Kanun gereğince Tüketicinin Ayıplı Mal ve Hizmet karşısında sahip olduğu haklar 11. maddesinde şöyle düzenlenmiştir :

Tüketicinin seçimlik hakları
MADDE 11- (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;
a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılması
isteme,
ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,
seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
(2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir.
Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı,
malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.
12156
(3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek
olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir.
Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun
teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.
(4) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin
satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış
iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, bu Kanunun 58 inci maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelik eki listede
yer alan mallara ilişkin, tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilir.
Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.
(5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu
bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.
(6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren
tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.

Ayıplı hizmet karşısında tüketici hakları ise şöyledir : 

Tüketicinin seçimlik hakları
MADDE 15- (1) Hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.
(2) Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin sağlayıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek
olması hâlinde tüketici bu hakları kullanamaz. Orantısızlığın tayininde hizmetin ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer
seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.
(3) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu
bedelin tümü veya bedelden indirim yapılan tutar derhâl tüketiciye iade edilir.
(4) Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin seçildiği hâllerde, hizmetin niteliği ve tüketicinin bu
hizmetten yararlanma amacı dikkate alındığında, makul sayılabilecek bir süre içinde ve tüketici için ciddi sorunlar
doğurmayacak şekilde bu talep sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Her hâlükârda bu süre talebin sağlayıcıya
yöneltilmesinden itibaren otuz iş gününü geçemez. Aksi takdirde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.

Tüketici mahkemelerinde dava açmak masraflı mıdır  ?

Tüketici mahkemelerinde tüketici, tüketici örgütleri ile Bakanlık tarafından açılan davalar 492 sayılı Harçla Kanunu’ndan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/2 maddesi gereğince muaftır. Yargıtay aşağıda sunulan bir çok kararında bu hususa değinmiştir :

3. Hukuk Dairesi 2016/20165 E. , 2018/6553 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı tarafından ödenmeyen nafaka nedeniyle icra takibi başlatıldığını ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının Batman 1. İcra Müdürlüğünün 2014/5369 esas sayılı icra dosyasına vaki itirazın iptaline ve takibin devamına, takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dosyanın Yetkili … Aile Mahkemesine gönderilmesi istemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne, davalı tarafça … 1. İcra Dairesinin 2014/5369 Esas sayılı takip dosyasına yapılmış olan itirazın iptaline, icra takibinin kaldığı yerden devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava, nafaka alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Harç kamu düzenine ilişkin olup taraflarca bu konu temyiz nedeni olarak ileri sürülmemiş olsa bile temyiz incelemesi sırasında harç alınması gerekip gerekmediği Yargıtay’ca resen incelenir.
Bilindiği üzere, yargılama harçları (temyiz harçları da dahil) ve bu harçların ne şekilde alınacağı 492 sayılı Harçlar Kanunu’nda ve çeşitli özel yasalarda düzenlenmiştir.
Vergi ve harçlar yalnızca yasa ile konulur (ihdas edilir). Yine bir kişi ya da kurumun harçtan muaf olup olmayacağı, kişi ya da kurumlarca yapılan bir işlemin harçtan müstesna olup olmayacağı yalnız yasa ile düzenlenir. Harçlardan muafiyeti ya da istisnaları düzenleyen kanun, genel nitelikteki Harçlar Kanunu olabileceği gibi başkaca her hangi bir kanun da olabilir. Bir kişi ya da kurumun harçtan muaf olup olmayacağı, kişi ya da kurumlarca yapılan
bir işlemin harçtan müstesna olup olmayacağı yalnız yasa ile tespit edilebilir. Bir kişi ya da kurumun yargılama harçlarından muaf olabilmesi için muafiyeti düzenleyen yasada o kurumun “yargılama harçlarından muaf olduğu” açık ve net bir şekilde hüküm altına alınmalıdır. Vergi ve harçların yasallığı ilkesi bunu gerektirir. Herhangi bir yasada bir kurum ya da kişi yargılama harçları dışında çeşitli vergilerden ve harçlardan muaf tutulmuş olabilir, bu o kişi ya da kurumun yargılama harçlarından da muaf tutulduğu anlamına gelmez.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73/2. maddesine göre; “Tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık, tüketiciler ve Tüketici örgütleri tarafından açılan davalar 2/7/1964 tarihli 492 Sayılı Harçlar Kanunununda düzenlenen harçlardan muaftır.” Ancak Tüketici olmayan kişiler harçtan muaf olmadıklarından anılan kanunun 27-28. maddelerine göre; harca tabi davalarda, her dava açılırken davacıdan bir başvurma harcı ve nisbi harca tabi davalarda nisbi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Dava açılırken, harcın eksik alınmış olması halinde mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın Harçlar Kanununun 30 ve 33. maddeleri uyarınca tamamlanması yoluna gidilir ve davacıya eksik harcı yatırması için süre verilir. Şayet verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise dosya işlemden kaldırılır ve HUMK’un 409. maddesi (6100 sayılı yasanın 150. maddesi) uyarınca süresinde tamamlanarak yenilenmez ise açılmamış sayılmasına karar verilir.
Yine aynı Kanununun “Harç Ödenmeyen İşlemler” başlığını taşıyan 32. maddesinde ise, “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmü getirilmiştir.
Kural olarak yargı harçlarının davanın açıldığı sırada ödenmesi gerekir. Harcı ödenmeyen dava dilekçesinin kabul edilip, Mahkeme esas defterine kaydının yapılması halinde bahsi geçen Kanunun 30. ve 32. maddeleri gereğince ödenmesi gereken harç miktarının belirlenerek uygun bir sürede ödenmesi talep edilmelidir.
Davacı tarafından uygun süre içinde (takip eden celseye kadar) harcın yatırılmadığı takdirde Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince davaya devam edilmez. O takdirde HMK’nın 150. (HUMK.’nun 409.) maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına, HMK’nın 150/5. maddesi gereğince üç ay içinde yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmelidir.
Dava konusunun nafaka alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olduğu ve davacının harçtan muaf olmadığı gözetildiğinde, dava konusu alacak miktarı üzerinden alınacak olan karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacının, davalı aleyhine 2.700 TL tedbir nafakasının tahsili amacıyla başlattığı Batman 1. İcra Dairesinin Esas: 2014/5369 sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın, iptaline karar verilmesini talep etmesine rağmen dava dilekçesinde dava değerini 1.500 TL olarak gösterip harcı da bu miktar üzerinden yatırdığı gibi mahkemece harç eksiği tamamlatılmadan yargılamaya devamla hüküm kurulduğu anlaşıldığından bu husus doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
O halde, yapılan bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece öncelikle dava değeri üzerinden davacının yatırması gereken başvuru harcı ile peşin harcın hesaplanıp belirlenen miktarın Mahkeme veznesine yatırması için gerekli süre verilerek, harç eksiği ikmal edildikten sonra yargılamaya devam edilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken bu yönler gözardı edilerek yazılı şekilde davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-)Bozma nedenlerine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.