Boşanmada Tazminat Taleplerine İlişkin Bir Emsal Karar İncelemesi

BOŞANMA DAVALARINDA TAZMİNAT

Boşanma davası açan veya boşanmak isteyen hemen hemen 2 kişiden birinin aklında “boşanırsam ne kadar tazminat alırım ? ” şeklinde bir soru olduğunu yaklaşık 15 yıla yakın mesleki tecrübemiz sayesinde gözlemlemiş bulunuyoruz. Boşanmada kusurlu olan tarafın daha az kusurlu veya kusursuz olan tarafa hakimin belirleyeceği ” uygun” bir tazminatı ödemesi gerektiğine dair  4721 sayılı Türk Medeni Kanun m.174/1-2 :

Madde 174 – Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.

hükmünü haizdir. Yine Yüksek Yargıtay’ın konuyla ilgili çok sayıda kararı da mevcuttur. Ele alacağımız somut olayda ise davalı evlilik birliği devam ederken bir başka kadınla yaşamaya başlamış ve ondan çocuk sahibi olmuştur. Burada tazminatı gerektiren fiil zina fiili ise de her somut olayda tazminat konusu fiil somut olayın niteliğine göre değişim göstermektedir. Tazminat miktarı belirlenirken tarafların sosyo – ekonomik durumu iyice araştırılmalı, tazminat gerektiren olay aydınlığa kavuşturulmalı, tazminata mahkum edilecek tarafın fiilinin ağırlığı değerlendirilirken her türlü kişisel değerlendirme ve subjektif yargılardan arınarak bir karara varılmalı, belirlenecek tazminat miktarı ile meydana gelen olay arasında ölçülü bir denge kurulmalı, hak ve nesefat kuralları da dikkate alınarak bir karar verilmedilir. Uygulamada çoğu zaman tazminat miktarları belirlenirken şablon kararların kullanıldığı ve belirli hadler dışına çıkılamadığı değerlendirilmektedir. Aşağıdaki örnekte ise 2010 yılı ait bir emsal karar mevcut olup o tarihteki paranın alım gücüne göre verilen en üst tazminat miktarı olduğunu belirtmek isteriz.

T.C.
NEVŞEHİR
AİLE MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2010/6..
KARAR NO : 2011/6..
HAKİM :………
KATİP : ……………
DAVACI : …………..
VEKİLLERİ : ………………. NEVŞEHİR
DAVALI : ………………………
VEKİLİ : ………………………. NEVŞEHİR
DAVA : Boşanma
DAVA TARİHİ : 0../…/2010
KARAR TARİHİ : 2../../2011
Davacı vekili tarafından açılan davanın yapılan açık yargılama sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 19… yılında evlendiklerini, müşterek reşit üç çocuklarının olduğunu, 19…… yılında davacının eşini de Almanya’ya götürdüğünü, yaşamlaranı 19…….. yılına kadar Almanya’da devam ettiklerini, evlilikle birlikte taraflar arasında sorunlar başladığını, davalının hırçın ve geçimsiz kişiliği sebebiyle tarafların sık sık tartıştıklarını, bu tartışmaların sonucunda davacının sürekli olarak hakaretlere maruz kaldığını, geçimsizlik ve hakaretler dayanılmaz boyutlara gelince davacının 19…. yılında Nevşehir’e yerleştiğini, o günden bu güne tarafların hiçbir şekilde bir araya gelmediklerini ve gelme imkanlarının olmadığını, tarafların evliliklerinin devamına imkan kalmadığını belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yürütülen açık yargılama sırasında;
Davacı vekili, dilekçesini tekrarla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı tarafın nafaka ve maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı vekili, her ne kadar cevap dilekçesinde boşanma talebinin reddini talep talep etmiş iseler de, müvekkilinin beyanı doğrultusunda bu aşamadan sonra tarafların bir araya gelmelerinin imkansız olması nedeniyle boşanma hususuna ilişkin karşı tarafın talebini kabul ettiklerini, tazminat talepleri olarak 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat ile ………..Asliye Hukuk Mahkemesinin ………………. Karar sayılı ilamı ile aylık 450,00 TL takdir edilen tedbir nafakasının müvekkili lehine aylık 700,00 TL yoksulluk nafakası olarak hüküm kurulmasına karar verilmesini beyan etmiştir.
Nüfus kayıtları, sosyal ekonomik durum araştırma yazıları dosyaya dahil edilmiş, taraf tanıkları dinlenilmiştir. Kayıtlardan eşlerin …………. tarihinde evlendikleri ve reşit müşterek üç çocuklarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava şiddetli geçimsizlik sebebiyle evlilik birliğinin temelden sarsıldığı gerekçesine dayanan boşanma istemine ilişkindir. Davacı geçimsizliği oluşturan nedenleri ispat ile yükümlüdür. Davalı taraf boşanmayı kabul etmiş, verilen sürelerde taraflar delillerini sunmuşlardır.
Dinlenen davacı tanıkları beyanlarında, davacının, davalıdan ayrılmış olarak Nevşehir’e geldiğini, daha sonra bekar olduğu için başka bir bayan ile gayrı resmi evlilik yaptığını, bu evliliğin taraflar fiilen ayrıldıktan sonra olduğunu, ikinci evliliğinden bir çocuğunun olduğunu, davacının emekli olup, evinin kira olduğunu, başka bir gelirinin olmadığını, davacı ile ailecek görüştüklerini, bir defasında davalının ikamet etmiş olduğu yerden telefonla davacıyı arayıp tehdit ettiğini, neler söylediğini duymadıklarını, ancak davacının, davalının kendisini tehdit ettiğini söylediğini, davalının nerede ve ne iş yaptığını bilmediklerini, tarafların bu aşamadan sonra bir araya gelme şanslarının olmadığını, tarafların evliliklerinde korunmaya değer hiçbir yararın da kalmadığını, zira tarafların yaklaşık 11 yıldır ayrı yaşadıklarını beyan etmişlerdir.
Dinlenen davalı tanıkları beyanlarında, tarafların 19…….. yılına kadar Almanya’da ikamet ettiklerini

buy-kamagra-oral-jellies.com

, davacının 19…. yılında emekli olunca tarafların Türkiye’ye kesin dönüş yaptıklarını, Türkiye’ye döndükten sonra davacının geceleri eve geç gelmeye hatta bazen hiç gelmemeye başladığını, davalının, davacıya nerede olduğunu sorduğunda davacının davalıya bağırarak haklı çıkmaya çalıştığını, davalının hiçbir şekilde davacıya karşılık vermediğini, zaten kişilik olarak da sessiz ve sakin bir insan olduğunu, bundan yaklaşık 13 yıl kadar önce davacının bir kadını kaçırdığını, kadının şikayetçi olması sebebiyle 1 ay kadar hapishanede kaldığını, davalının, davacıyı yine de affettiğini ve aynı evde kalmaya başladıklarını, bu olaydan yaklaşık 1 yıl sonra davacının bu sefer …………… isimli baldızının kızını kaçırdığını, bu bayan ile Nevşehir iline yerleştiğini, ……… isminde bir kızlarının olduğunu, yaklaşık 13 yıldır davacının, davalıyı hiç arayıp sormadığını, iddia edildiği gibi davalının hırçın ve geçimsiz bir kişiliğe sahip olmadığını, davalının, davacıyı hakaret ettiğini görmediklerini, davalının ev hanımı olduğunu, şu an kalp rahatsızlığı ve şeker hastası olduğu için çalışamamaktadır. davacının ise Almanya’dan işçi emeklisi olduğunu beyan etmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, davacı vekilinin davalı vekilinin beyanı, taraf tanıklarının beyanları ve dosya içerisindeki tüm evraklar kül halinde ele alındığında, tarafların ………. tarihinde evlendikleri, müşterek reşit üç çocuklarının olduğu, tarafların evli iken davacının bir başka bayan ile fiili birliktelik kurmak suretiyle gayrı resmi olarak yaşamaya başladığı ve bu evliliğinden bir çocuğunun olduğu, bu nedenle tarafların fiilen ayrıldıkları, 10 yılı aşkın süredir fiilen ayrı yaşadıkları, her iki tarafın da boşanma isteminde bulunduğu, tarafların bu aşamadan sonra bir araya gelme şanslarının bulunmadığı, evliliklerinde korunmaya değer hiç bir yararın kalmadığı anlaşılmakla, usul ekonomisi açısından tarafların boşanma talepleri dikkati nazara alınarak tarafların boşanmalarına, tarafların boşanmalarında ağır kusurlu tarafın davacıda olması nedeniyle davalı lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları vede hakkaniyet ilkesi dikkati nazara alınarak maddi-manevi tazminat takdirine, boşanma ile yoksul duruma düşecek davalının, davacının maddi olarak desteğine ihtiyacının bulunduğu anlaşılmakla davalı lehine 500,0 TL yoksulluk nafakasına hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiş olup bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
Davanın KABULÜ ile;
……… ili …………ilçesi…………………da nüfusa kayıtlı…………………. oğlu, ……………. doğumlu davacı………………… ile aynı yer BSN:37’de nüfusa kayıtlı …………. kızı, …………. ……. doğumlu davalı ………….. TMK.nun 166/1 maddesi gereğince BOŞANMALARINA,
Davalı lehine………AHM’nin 2…………….. Karar sayılı kararı ile tedbir nafakasına hükmedildiği ve iş bu kararın kesinleştiği anlaşılmakla, davalı lehine yeniden tedbir nafakasına HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA, davalı lehine kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Davalı lehine 15.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Peşin harcın mahsubu ile eksik 1,25 TL karar-ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan toplam 69,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince belirlenen……….. TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde örneğinin Nüfus Müdürlüğüne gönderilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/09/2011